Daha etkili doğa koruma için DAHA GÜÇLÜ KURUMSAL YAPI İSTİYORUZ!

Cumhurbaşkanlığı Makamına onaylanmak üzere sunulan Kararname Taslağı ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün kapatılarak Orman Genel Müdürlüğü altında daire başkanlıkları olarak yeniden düzenlenmek istendiğini öğrenmiş bulunmaktayız.

Bilindiği üzere Türkiye’de doğa korumanın tarihi 1950’li yıllara kadar uzanmaktadır. Kurulduğu 1956 yılından 1976 yılına kadar Orman Genel Müdürlüğü altında faaliyet gösteren Doğa koruma ve milli park çalışmaları, dünyada ve ülkemizdeki korunan alanlara yönelik yükselen algı ve korunan alanların sayısındaki artışa paralel olarak 1976 yılında Orman Bakanlığı bünyesinde  “Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlüğü” olarak yapılandırılmıştır.

1982 yılında bugün olduğu üzere Tarım Bakanlığı ile Orman Bakanlığının birleştirilmesini takiben “Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlüğü” kapatılmış ve Orman Genel Müdürlüğü altında “Milli Parklar Daire Başkanlığı” olarak düzenlenmiştir. Kurumun Genel Müdürlük düzeyinden Daire başkanlığı düzeyine indirildiği bu dönem Türkiye doğa koruma tarihinin en etkisiz olduğu dönemlerden biri olarak hala anılmaktadır.

1991 yılında Orman Bakanlığının Tarım bakanlığından ayrılmasından sonra yeniden teşkilatlandırılan kurum 28 yıldır Genel Müdürlük düzeyinde faaliyet göstermektedir. Taşra yapılanması ekolojik ve coğrafik bölgeler esas alınarak Bakanlık bölge müdürlükleri, bölge müdürlüklerine bağlı il şube müdürlükleri, milli park müdürlükleri ve milli park şeflikleri olarak yapılandırılan kurumun bugün itibariyle toplam 5300 kişiyi aşan personeli bulunmaktadır.

Yeryüzündeki en önemli 7 gen merkezinden biri olarak bilinen Türkiye biyolojik çeşitlilik bakımından bulunduğu coğrafyanın en önemli ülkesidir. Şöyle ki, tüm Avrupa kıtasında 12.500 civarında bitki türü varken, ülkemizdeki bitki türü sayısı 11.707 olarak belirlenmiştir. Bu sayı yeni bulunan türlerle her yıl artmaktadır. Bunlardan 3.449’ü yeryüzünde başka hiçbir ülkede bulunmayan ülkemize özgü türlerdir. Diğer canlı türleri bakımından da tüm Avrupa kıtası kadar çeşitlilik göstermektedir. Türkiye pek çok konuda olduğu üzere biyolojik çeşitliliğin (canlı türlerinin ve gen kaynaklarının) korunması bakımından da stratejik konuma sahip olup çok sayıda türün varlığını sürdürebilmesi bakımından anahtar ülke konumundadır. Bu nedenle Türkiye’nin doğa koruma alanındaki sorumluluğu herhangi bir ülkeninkinden daha fazladır. Bu durum bütün dünya tarafından da bilinmektedir.

Türkiye için yeterli görülmese de yukarıda ifade edilen zenginliğin korunması için Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde 45’i milli park, 30’u tabiatı koruma alanı, 81’i yaban hayatı geliştirme sahası olmak üzere toplam alanı 3,2 milyon hektarı aşan 598 koruma alanı ilan edilmiş ve yönetilmektedir. Ülkemizin doğasının korunmasıyla ilgili diğer bir kurum olan Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğünün bünyesinde ise 18 Özel Çevre Koruma Bölgesi ve 2000’ aşkın sit alanı ve tabiat varlığı bulunmaktadır.

Türkiye başta Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi olmak üzere doğanın ve biyolojik çeşitliliğin korunmasıyla ilgili hemen tüm uluslararası sözleşmelere taraf olmuştur. Mali ve insan kaynaklarının yetersizliği, kurumlar arasındaki işbirliği ve koordinasyon eksikliği ve yetki karmaşası, idari ve sosyal problemler nedeniyle arzu edilen seviyede koruma ve yönetim yapılamasa da bu sözleşmelerin gerekleri yerine getirilmeye çalışılmaktadır.

Yıllardır, kamuoyunda doğa korumayla ilgili daha güçlü bir yapının oluşturulması beklenirken 1982-1991 yıllarında denenen ve doğa koruma adına çok başarısız olan bu yapıya yeniden dönülmesi ülkemiz doğasına yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır.  Çünkü, doğa koruma orman alanlarının dışında göl, sazlık gibi sulak alanları, stepleri, bozkırları ve bu yaşam ortamlarında varlıklarını sürdürmeye çalışan tüm canlıları kapsamaktadır.

Doğa koruma ile ilgili uluslararası sözleşmelerin ülkemiz adına takibinden ve AB katılım sürecinde doğa koruma direktiflerinin uyumundan sorumlu bir genel müdürlüğün daire başkanlığı düzeyine düşürülerek etkisinin azaltılması ve ülkemiz doğasının korunmasını zaafa düşürecek hale getirilmesi, uluslararası platformda da ülkemizin itibar kaybetmesine, AB katılım sürecindeki görüşmelerde ülkemizin elinin zayıflamasına sebep olacaktır.

Önerimiz;

Son 30 yıldır doğa korumayla ilgilenen tüm sivil toplum kuruluşları, bilim insanları ve kamu çalışanları hemen her vesilede aşağıdaki iki beklentiyi dile getirmektedirler.

  1. Doğa koruma çalışmalarını kapsayan parçalı kurumsal yapı ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan kurumlar arasındaki iletişim, işbirliği ve koordinasyon eksikliği; yetki karmaşası, bürokrasi,  insan ve mali kaynakların israfının önlenmesi için doğa korumanın tek ve güçlü bir kurumsal yapı altında toplanması; 

Bunun sağlanabilmesi için öncelikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile halen Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Doğa Koruma Milli parklar Genel Müdürlüğünün birleştirilmesi gerekmektedir.

  • Kurumsal yapıdaki dağınıklığın giderilmesini takiben mevzuatımız içerisindeki çatışma ve çakışmalarında giderildiği, uluslararası doğa koruma sözleşmeleri ve Avrupa Birliği doğa koruma direktifleri ile uyumlu günümüz ihtiyaçlarına cevap veren bir çerçeve doğa koruma yasasının çıkarılması,

Öncelikle bu iki kurum birleştirilmeli, ardından ivedilikle mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır. Zira geçmiş yıllarda yaşanan tecrübelerden, ülkemizde kurumsal yapı birleştirilmeden mevzuat düzenlenmesi yapmanın da mümkün olmadığı görülmüştür.

Her iki hususun gerçekleşmesi durumunda;

  • Doğa korumadan sorumlu kuruluşlar arasındaki yetki karmaşası, çatışma ve çalışmaların tıkanmasına sebep olacak düzeye gelen gereksiz bürokrasi önlenmiş olacak, kurumlar arasındaki iletişim, işbirliği ve koordinasyon eksikliğinin giderilmesine katkı sağlanacaktır.
  • Kamu adına aynı amaç için çalışan her iki kurumun insan ve mali kaynakları birleştirildiği için, emek, zaman ve iş gücü açısından tasarruf edilecek, kamu kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması mümkün olacaktır.
  • Alan yönetiminde birden fazla kurum ve mevzuat tarafından yönetilme zorunluluğu ortadan kalkacağından ve koruma, kontrol ve denetimde otorite boşluğu minimum düzeye indirileceğinden daha etkin bir koruma ve yönetim sağlanacaktır.
  • Korunan alanlarla etkileşim içerisinde olan yöre halkının idari çok başlılıktan dolayı kamu idareleriyle yaşanan sosyal çatışmaları giderilecek, bu duruma bağlı olarak yöre halkının kamuya karşı güven duygusunun artması sağlanacaktır.
  • Doğa korumadan sorumlu güçlü bir yapının inşa edilmesi uluslararası camiada Türkiye’nin itibarını artıracaktır.

Diğer taraftan;

Söz konusu kararname kapsamında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile benzer şekilde Daire Başkanlığı düzeyine indirgenmesi öngörülen kurumlar arasında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü de yer almaktadır. Yakın zamanda kurulmuş olmalarına rağmen bu iki Genel Müdürlük Türkiye’de başka kurumlarca uzun yıllar boyunca ele alınmayan başta arazi kullanımı planlaması, arazi tahribatının önlenmesi ve dengelenmesi gibi geleceğimiz için kritik öneme sahip konularda ulusal ve uluslararası ölçekte önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Ulusal ve nehir havzaları örneğinde olduğu gibi bölgesel ölçeklerde doğal kaynakların planlanması ve yönetilmesi konusunda öncü rol oynayan ve küresel ölçekte kabul gören politikaları ülkemize kazandıran bu kilit kurumların da Daire Başkanlığı düzeyine indirgenmesinin son yıllarda edinilen önemli kazanımların kaybedilmesine neden olacağından endişe etmekteyiz.

Önerimiz doğal kaynaklarımızın ve eşsiz biyolojik çeşitliliğimizin korunabilmesi ve geliştirilmesi için yapılacak kurumsal değişikliklerin ülkemize uzun vadede çözüm oluşturacak ve küresel gelişmelere uyumlu olarak yapılmasına yönelik daha kapsamlı bir çalışma doğrultusunda yapılmasıdır. Biz aşağıda imzası bulunan Sivil Toplum Kuruluşları bu yönde yapılacak çalışmalara her türlü katkı ve desteği vermeye hazır olduğumuzu bildirmek isteriz.

Saygılarımızla, 05 Eylül 2019

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi

E-posta: tabiatkanunu@gmail.com

Bilgi için: 0533 956 51 10 – 0533 394 47 11

Ek: Tabiat Kanunu İzleme Girişimi sivil toplum kuruluşları listesi

TABİAT KANUNU İZLEME GİRİŞİMİ

Girişime üye olan aşağıda isimleri bulunan sivil toplum kuruluşları yazıyı imzalamıştır.

  1. Adana Gençlik Birliği Derneği
  2. Akyaka Kent Konseyi
  3. Alakır Kardeşliği Platformu
  4. Aşağıçerçi Köyü Güzelleştirme Derneği
  5. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği Türkiye Bölümü
  6. Bartın Çevre Meclisi
  7. Belgrad Ormanı Koruma Gönüllüleri Derneği
  8. Bisikletliler Derneği
  9. Bodrum Mavi Yol Girişimi
  10. Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği
  11. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
  12. Buldan Doğal Hayatı ve Kültürünü Koruma Derneği
  13. Çevre Ekoloji ve Yaban Yaşamı Destekleme Derneği
  14. Çevre Hukuku Derneği
  15. Çevre ve Kültürel Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL)
  16. Çiğ Süt Üreticileri ve Süt ve Süt Ürünleri Tüketicileri Grubu
  17. Datça Çevre ve Turizm Derneği
  18. Demokratik Eğitimciler Sendikası
  19. Deveciuşağı Çevre Koruma ve Kalkınma Derneği
  20. Doğa Araştırmaları Derneği
  21. Doğa Derneği
  22. Doğa Koruma Merkezi
  23. Doğa Koruma Vakfı
  24. Doğaseverler Derneği
  25. Doğa ve Çevre Vakfı
  26. Doğa ve Çevre Derneği
  27. Doğa ve Çevre Dostu Amatör Oltacılar Derneği
  28. Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği
  29. Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi
  30. Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği
  31. Doğal Yaşam Derneği
  32. Doğal Yaşamı Koruma Vakfı
  33. Edirne Doğa Sporları Kulübü Derneği
  34. Ege Derneği
  35. Ege Orman Vakfı
  36. Ekolojik Denge Derneği
  37. Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği
  38. Ekolojik Üreticiler Derneği
  39. Ekolojik Yaşam Derneği
  40. Ekolojik Yaşam Girişimcileri ve Gönüllüleri Derneği (EKOLOG)
  41. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
  42. Ergene Platformu
  43. Erzin Gönüllüleri Derneği
  44. Eskişehir Çevre Derneği
  45. Eurosolar Türkiye
  46. Fırtına Ekoloji Grubu
  47. Good4Trust.org
  48. Gökova Akyakayı Sevenler Derneği
  49. Greenpeace Akdeniz
  50. GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi
  51. Gürsel Tonbul Çiftlik İşletmesi
  52. Halk Kültür Sanat ve Eğitim Derneği
  53. Hatay Tabiatı Koruma Derneği
  54. HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu
  55. Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği
  56. Herkes için Mimarlık
  57. İğneada Doğal Ekosistemi Koruma Derneği (İğneada Doğa Elçileri)
  58. İklim Ağı
  59. İklim İçin Gençlik Girişimi
  60. İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu
  61. İzmir Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu
  62. Kadıköyü Bilim Kültür ve Sanat Dostları Derneği
  63. Karaburun Kent Konseyi
  64. Karaburun Yerel Fok Komitesi
  65. Karaburun Sivil İnisiyatif
  66. Karadeniz Doğa Koruma Federasyonu
  67. Karadeniz Ekolojik Kalkınma Derneği
  68. Karadeniz Yazarlar Birliği Derneği
  69. Karaot Tohum Derneği
  70. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
  71. Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği
  72. Kolaylaştırıcı Dernek
  73. Kozak Yaylası Doğal Çevreyi Koruma Kültür ve Turizm Derneği
  74. KuzeyDoğa Derneği
  75. Küre Dağları Ekoturizm Derneği
  76. Küre Dağları Ekoturizm Geliştirme Kooperatifi (KEKOOP)
  77. Küresel Denge Derneği
  78. Mezopotamya Doğa Platformu
  79. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
  80. Muğla Barosu Çevre Komisyonu
  81. NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği
  82. Naturelife Dergisi
  83. Nilüfer Kent Konseyi
  84. ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu (ODTÜ Biyogen)
  85. ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu
  86. ODTÜ Mezunları Derneği
  87. Osmaniye Çevre Platformu
  88. Proje Evi
  89. Rize Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
  90. Sarıyer Kent Konseyi Hayvan Hakları Komisyonu
  91. Slow Food Fikir Sahibi Damaklar Hareketi
  92. Slow Food Ankara Birliği
  93. Slowfood Türkiye Fırtına Vadisi Grubu
  94. Slow Food Yağmur Böreği Birliği
  95. Sualtı Araştırmaları Derneği
  96. Sürdürülebilir Kırsal ve Kentsel Kalkınma Derneği
  97. Tarımsal Kalkınma Derneği
  98. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
  99. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
  100. Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi Derneği
  101. Toprak Ana Platformu
  102. Tüketiciyi ve İklimi Koruma Derneği (Tüvik-Der)
  103. Türetim Ekonomisi Derneği
  104. Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu
  105. Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP)
  106. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV)
  107. TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı
  108. Türkiye Ormancılar Derneği
  109. Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği
  110. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD)
  111. Ulusal Genç Siyasetçiler Platformu
  112. 350 Ankara
  113. Validebağ Gönüllüleri Derneği
  114. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
  115. Yağcılar ve Demircili Köyleri Çevre Derneği (YADEM)
  116. Yaşam Alanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği
  117. Yenişehir Çevre Hareketi
  118. Yerel Yönetimler ve Toplum Bilimleri Araştırma Geliştirme Derneği
  119. Yeryüzüne Özgürlük Derneği
  120. Yeşil Adımlar Çevre Eğitim Derneği
  121. Yeşil Artvin Derneği
  122. Yeşil Asiler
  123. Yeşil Düşünce Derneği
  124. Yeşilist
  125. Yuva Derneği

Yorum bırakın

Dünya 5 Haziran’da Çevre Gününü Kutluyor Keşke Biz de…

BASIN BÜLTENİ                                                      4 Haziran 2013

 

5 Haziran Dünya Çevre Günü

 

Dünya 5 Haziran’da Çevre Gününü Kutluyor

Keşke Biz de…

 

Biz ülkemizin doğasına, tüm canlıların yaşam hakkına sahip çıkan her yaştan, her düşünceden sivil toplum gönüllüleriyiz. Günlerdir Taksim Gezi Parkı’nda sembol haline gelen nöbetimizle, ülkemizin doğasına ardı ardına ve acımasızca indirilen darbelere karşı tek yürek olduk, hepimiz için direniyoruz, direnmeye de devam edeceğiz.

 

Bizler bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü ‘kutlanacak’ bir şey olmadığı için kutlamıyoruz. Ama bu pes ettiğimiz, yorulduğumuz anlamına gelmiyor. Aksine hiç olmadığı kadar başımız dik ve umutluyuz. Sivil toplum kuruluşları olarak; ilk kez halkımızı yaşama sahip çıkmak için sokaklara, meydanlara çıkarmak için çaba sarf etmedik. Duyarlı herkes, ağaçları korumak için kendiliğinden Taksim Gezi Parkı’nda toplandı, ağaçların başında çadırları yakılmasına, biber gazı ve tazyikli suya maruz kalmasına rağmen gece gündüz nöbet tuttu. Gelemeyenler sosyal medya aracılığı ile mesajlarımızı, yaşananları dünyaya yaydı. Ve yine ilk kez ekoloji temelli bir sivil toplum hareketi toplumun her kesiminden insanı bir araya getirdi.

 

Taksim Gezi Parkı Direnişimiz, sadece ağaçların korunması için değil suyumuzu esaret altına alan HES’ler, güneşimiz ve rüzgârımız varken dünyanın vazgeçtiği nükleer santrallerin inşasındaki ısrar, İstanbul’un geriye kalan son ormanlarını yok edecek, su havzasını kirletecek 3. Köprü, ülkemizin en verimli tarım toprakları Trakya’yı ne hale getireceğini düşünmek bile istemediğimiz Kanal İstanbul Projesi, maden ve taşocaklarından sonra ormanlarda petrol aranmasına izin verilmesi, Tabiat Kanunu ile tüm korunan alanları savunmasız bırakacak ‘yasal’ düzenlemeler, özetle ve maalesef saymakla bitmeyecek çoklukta insanın yarattığı ‘doğal olmayan’ felaketlere karşı. Taksim Gezi Parkı Direnişimiz, bu yatırım kararlarından dolayı doğayla bir bütün yaşam süren insanları, yaban hayvanlarını yerlerinden etmesine, çözüm arayanların suçlanmasına ve çözüm yollarının tıkanmasına karşı. Taksim Gezi Parkı Direnişimiz, hayvan haklarının korunmamasına karşı. Bugün, birkaç ağacın korunmasına indirgenerek tartışılan Gezi Parkı’nda olanlarla ilgili olarak doğru okunması gereken mesajlardan biri de yıllardır süregelen ve hayatımızı derinden ekleyen bu tür dayatmalardır.

 

Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın çok yakın bir zamanda TBMM’de görüşülerek onaylanacak olması yüzünden endişelerimiz sonsuz. 2010 yılından itibaren verdiğimiz mücadelenin ve önerilerimizin dikkate alınmamasından ötürü üzgünüz. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma(ma) Kanunu yüzünden ülkemizdeki orman alanları, sulak alanlar, kıyılar ve bütün diğer doğal alanlar geri dönüşü olmayacak tahribatlara karşı savunmasız kalacak.

 

Dünya 5 Haziran’da Çevre Gününü kutluyor. Keşke bizler de…

 

 

TABİAT KANUNU İZLEME GİRİŞİMİ

 

121 yerel/ulusal STK’dan oluşan Girişim adına Sözcü: Hüsrev Özkara 0533 394 47 11

e-posta: tabiatkanunu@gmail.com

Web sitesi: https://tabiatkanunu.wordpress.com

İmza Kampanyasına Katılmak İçin: change.org/tabiatkanunu

Twitter: @tabiatkanunu

Facebook: Facebook/TabiatKanunuİzlemeGirisimi

Yorum bırakın

Müzakere Toplantısında Sandalyeler Boş Kaldı

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, 113 sivil toplum kuruluşu ve imza kampanyasına katılan 43.000’inden fazla kişiyi temsilen 13 Mart 2013 tarihinde basına açık bir müzakere toplantısı düzenledi.

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, 5 Haziran 2012’de Çevre Komisyonu’nda kabul edilen ve halen TBMM Genel Kurul gündeminde 10. sırada yer alan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı’na ilişkin endişelerini ve somut önerilerini toplantıya katılan Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, İstanbul Milletvekili Melda Onur, Çanakkale milletvekili Serdar Soydan, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz ile paylaştı.  Orman ve Su İşleri Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili ve Çevre Komisyonu Başkanı ise toplantıya katılmadı.

2 TKiG 13.03.2013

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi’nin sunumunun ardından söz verilen parti temsilcileri Tasarı’nın geri çekilmesi konusunda destek olacaklarını belirttiler. Daha fazla bilgi için https://tabiatkanunu.wordpress.com/basin-duyurulari/

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi’nin sunumuna buradan ulaşabilirsiniz.

TKiG_13 Mart 2013_Ankara Sunum

1 Yorum

Doğa için şeffaf, yapıcı ve samimi davet

Doğa koruma konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları olarak uzun yıllardır eksikliğini dile getirdiğimiz ve çıkmasını arzu ettiği Kanun Tasarısı 2003 yılından beri gündemdeydi. 2003 yılındaki süreçte STK’ların ve uzman akademisyenlerin katkı koyduğu Kanun Tasarısı 2010 yılında TBMM’ye bambaşka bir versiyonda sevk edildi. Son olarak Haziran 2012’de TBMM Çevre Komisyonu’nda kabul edilen tasarı halihazırda Genel Kurul gündeminde 10.sırada ve kısa bir süre içerisinde görüşülecek. Bu alanda uzman hiçbir STK ve uzmanın görüşlerini dikkate almadan hazırlanmış olan Kanun Tasarısı’nın bugünkü hali, katılımcılıktan uzak olduğu gibi doğamızı geri dönüşü olmayan bir yıkıma götüren maddelerle dolu.

Türkiye’nin dört bir yanından 113 STK’nın oluşturduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi olarak, Tasarı hakkındaki endişelerimizi ve taleplerimizi en üst seviyede politikacılara ulaştırmak ve kamuoyunu bilgilendirmek için 13 Mart 2013 tarihinde 09:30’da Ankara Dedeman Otel’de basına açık bir toplantı düzenliyoruz. Tabiat Kanunu İzleme Girişimi olarak somut önerilerimizi paylaşmak için Orman ve Su İşleri Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ile Komisyon’daki Parti Grupbaşkanvekilleri’ni müzakere toplantısına davet ediyoruz.

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi Basın Toplantısı
Toplantı yeri: Ankara Dedeman Otel
Saat: 09:30
Adres: Akay Caddesi Büklüm Sok. No:1 06660 Ankara
Tel: 0 (312) 416 88 00

2 Yorum

Meclis Gündemindeki “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı”na onbinlerce veto!

2010 yılından bu yana TBMM’de bulunan ve önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurul’unda görüşülecek olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’na karşı tepkiler çığ gibi büyüyor. Çevre ve doğa koruma konusunda çalışan 84 yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşundan oluşan Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, Change.org üzerinden başlattıkları imza kampanyasıyla Meclis gündeminde yer alan kanunun acilen geri çekilmesini istedi. Dağcı, fotoğrafçı ve gezgin Nasuh Mahruki; girişimin çabalarına destek vermek ve bu Kanun’un geri çekilmesini sağlamak için imza kampanyasına öncülük ediyor. Kampanya başlayalı henüz 3 gün olmasına rağmen destekçi sayısı 15.000’e ulaştı. Türkiye’nin dört bir yanından imza kampanyasına katılanlar “Doğa İçin Ses Ver” sloganıyla Kanun’a olan tepkilerini dile getiriyor. Kampanyaya çok sayıda ünlü isim de destek veriyor.

Kanun gerek hazırlanış sürecinin katılımcılıktan uzak olması nedeniyle gerekse getirdiği düzenlemeler itibariyle eleştiriliyor. Kanun mevcut haliyle TBMM’den geçtiği takdirde ülkemizdeki orman alanları, sulak alanlar, kıyılar ve bütün diğer doğal alanlar geri dönüşü olmayacak tahribatlara karşı savunmasız kalacak. Bugüne kadar ilan edilmiş tüm korunan alanların statüsü yeniden değerlendirilecek,  Doğal Sit statüsü tamamen mevzuattan kaldırılacak, ülkemizdeki en güçlü doğa koruma yasalarından Milli Parklar Kanunu yürürlükten kalkacak. Kanun’la birlikte “üstün kamu yararı” gerekçe gösterilerek korunan alanlarda her türlü yatırıma izin verilebilecek. Herhangi bir milli park alanında bir otoyol, maden, toplu konut, sanayi, turizm, enerji yatırımı mümkün olabilecek. Türkiye yüzölçümünün sadece % 4-5 ini kaplayan ve diğer ülkelerle karşılaştırılamayacak kadar az olan korunan alanlarımızın daha da artması beklenirken bu Kanun’la birlikte söz konusu alanların korumasız kalması büyük endişe yaratıyor. Ayrıca Kanun, bugüne kadar ilan edilmiş 1000’in üzerinde doğal sit statüsünü de tümüyle iptal edecek.

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi sözcüsü ve Milli Parklar eski Genel Müdürlerinden Hüsrev Özkara konuyla ilgili “Hem eski bir bürokrat hem de bir hukukçu olarak Kanun’un ilkeleri ve bu ilkelerin yasa metnine yansıtılması açısından ciddi sakıncaları olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Kanun, konunun taraflarıyla birlikte katılımcı bir süreçle hazırlanmadı. Bu haliyle şeffaflık ve karar alma süreçlerine katılım yönünden ülkemizi 30 yıl önce hazırlanan yasaların daha da gerisine götürüyor. Geçmişten bugüne büyük zahmetlerle korumayı başardığımız alanlarımız eşi görülmemiş bir kullanım baskısıyla karşı karşıya kalacak. Bu ülkemizin doğası ve gelecek nesillerimizin emaneti için bugüne kadar karşılaşılmış en acı tablodur. ” dedi.

İmza kampanyasına öncülük eden Nasuh Mahruki çağrısını şu cümlelerle dile getirdi: “Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu, ne yazık ki yine ülkemizin bir klasiği olarak, rantı merkeze alan, tümüyle korumadan uzak bir anlayışla tekrar düzenlenmiş bir şekilde, önümüzdeki günlerde TBMM’nin gündemine alınıyor. Bunu kabul etmiyorum ve asla razı gelmiyorum. Bütün bunlara seyirci kalırsak ve susarsak, biliyorum ki, sevdiğim her şeyi borçlu olduğum topraklardan yine parçalar kopartılacak. Herkesi destek vermeye çağırıyorum”

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi
Bilgi için: Girişim Sözcüsü Hüsrev Özkara: 0 533 394 47 11
İmza kampanyasına katılmak için: change.org/tabiatkanunu
Twitter: @tabiatkanunu
Facebook Sayfası: Doğa İçin Ses Ver

3 Yorum

Doğa için Ses Ver!

DOĞA İÇİN SES VER

Son Dakika!
“Belgrad Ormanı üzerine 10 yıldızlı Belgrad Rezidans kuruluyor!”
“Manyas Gölü Kuş Cenneti havaalanına dönüştürülüyor!”
“Datça’nın son koyu da betona teslim!
“Sarıkamış Ormanları otoban kurbanı! Karslılar HGS’nizi aldınız mı?”
“Son bozayı ülkeyi terk etti.  Kısmetini Gürcistan’da arayacak!
“Allı turna bir daha bizim ele gelmeyecek!
“Foklar Yunanistan’a kaçtı! Dış İşleri alarmda!”
“4610’uncu HES de Rize’de faaliyete geçti, denize ulaşan akarsuyumuz kalmadı!

Bu haberlerin gelecek yıl gazeteleri süslemesi işten değil. Türkiye’nin yüzlerce yıldır gözünden sakındığı ormanları, kıyıları, yaylaları, gölleri artık tek bir kararla imara açılabilecek, rant kurbanı olacak. Foklar, ayılar, turnalar artık Türkiye’de barınak bulamayacak. Atatürk Orman Çiftliği, Belgrad Ormanları gibi tarihe ve halka mal olmuş koruma alanları tek bir imza ile satılabilecek, kapılarını halka kapatabilecek.

Nasıl mı?
“Tabiatı Koruma” adı taşıyan bir kanun tasarısı Meclis gündeminde.  76 çevreci örgüt ve yüz binler endişe içinde. Her ne kadar Kanun’un adı Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma olarak geçse de kanun maddeleri doğamızı korumaktan çok, onu sınırsızca kullanımın önünü açıyor.  Kanun tasarısı ülkemizin doğal alanlarını geri döndürülemez bir yıkıma sürükleyecek düzenlemeler içeriyor.
Çevre örgütleri bu Kanun’un 2B Yasası’ndan çok daha tehlikeli olduğunun altını çiziyor!

Tabiatı KoruMAMA Kanunu
Bir milli park alanında nükleer santral, doğal sit alanlarımızda HESler, yaban hayatı koruma sahalarımızda oteller… Mümkün mü? Eğer bu tasarı kanunlaşırsa mümkün. Kanun’da geçen ve net bir tanımı yapılmadığı için suiistimale açık olan  “üstün kamu yararı” ifadesiyle mutlak suretle korunması gereken alanlar madencilik, enerji, sanayi, tarım, turizm gibi yatırımlara adeta adres gösteriliyor.

Kanun bu haliyle kabul edilirse bilim insanları, uzmanlar, sivil toplum kuruluşları ve yöre halkı bundan böyle herhangi bir alan üzerinde söz sahibi olamayacak. “Tabiat”ın korunması artık tamamıyla politikacıların insafına kalacak!

SES VER!
Türkiye’nin mücevherlerinin kaderi senin elinde! Kanun 10 gün içinde Meclis’te oylanacak! Suyun, toprağın, ormanın, çocukların ve geleceğin için şimdi harekete geç! Türkiye’nin doğası senindir, sana ait olanı korumak için SES VER!

NASIL SES VEREBİLİRSİN?
1.    Beğen: Facebook’taki Doğa İçin Ses Ver sayfasını “beğen”, arkadaşlarını sayfayı beğenmeye davet et, duyuruları duvarında paylaş.
2.    Katıl: Change.org üzerinden başlatılan imza kampanyasına katıl. http://www.change.org/tabiatkanunu
3.    Takip Et: Twitter’da tabiatkanunu’nu takip et, 15 Şubat 2013 Cuma tüm gün twitter’da #dogaicinsesver temasıyla Tabiat Kanunu konusunda tweet at, görüşlerini takipçilerinle paylaş.

Twitter: @TabiatKanunu
Facebook: https://www.facebook.com/TabiatKanunuIzlemeGirisimi
Web Sayfası: tabiatkanunu.wordpress.com
İletişim için: Hüsrev Özkara, 0 533 394 47 11

3 Yorum

Tabiat Kanunu için son dönemeç

Tabiat Kanunu ile ilgili süreç 1 Ekim’de TBMM’nin açılmasıyla yeniden hızlanacak. Büyük ihtimalle Tasarı; Genel Kurul görüşme sırasında öncelikli konulardan birisi olarak yerini alacak. Bu kapsamda 550 milletvekiline gönderilmek üzere bir mektup hazırladık.
Bu mektupları milletvekillerinin adreslerine e-posta olarak göndermemizin seçmen kitlesi olarak Tabiat Kanunu konusundaki hassasiyetimizi milletvekillerine göstermenin çok önemli bir yolu olduğuna inanıyoruz.

Tabiat Kanunu’nun bu haliyle yasalaşmasını istemeyen herkesi bu mektupları bireysel ya da kamusal e-posta hesaplarından milletvekillerinin e-posta adreslerine postalamaya, sosyal ağlarda paylaşmaya ve mümkün olduğunca çok insanın tepki göstermesi için tanıdığı kişilere göndermeye davet ediyoruz.

Gönderilecek e-mail adresleri:

murat.bozlak@tbmm.gov.tr; omer.celik@tbmm.gov.tr; necati.cetinkaya@tbmm.gov.tr;
ali.demircali@tbmm.gov.tr; turgay.develi@tbmm.gov.tr; mehmetsukru.erdinc@tbmm.gov.tr;
fatos.gurkan@tbmm.gov.tr; ali.halaman@tbmm.gov.tr; ali.kucukaydin@tbmm.gov.tr; osmanfaruk.logoglu@tbmm.gov.tr; umit.ozgumus@tbmm.gov.tr; necdet.unuvar@tbmm.gov.tr; muharrem.varli@tbmm.gov.tr; seyfettin.yilmaz@tbmm.gov.tr; a.aydin@tbmm.gov.tr; mehmet.erdogan@tbmm.gov.tr; salih.firat@tbmm.gov.tr; mehmet.metiner@tbmm.gov.tr; murtazayetis@tbmm.gov.tr; sait.acba@tbmm.gov.tr; veysel.eroglu@tbmm.gov.tr; ahmet.toptas@tbmm.gov.tr; halil.urun@tbmm.gov.tr; kemalettin.yilmaz@tbmm.gov.tr; halil.aksoy@tbmm.gov.tr; ekrem.celebi@tbmm.gov.tr; fatma.salmankotan@tbmm.gov.tr; mehmetkerim.yildiz@tbmm.gov.tr; ruhi.acikgoz@tbmm.gov.tr; ali.riza.alaboyun@tbmm.gov.tr; ilknur.inceoz@tbmm.gov.tr;
mehmetnaci.bostanci@tbmm.gov.tr; avni.erdemir@tbmm.gov.tr; ramis.topal@tbmm.gov.tr; yalcin.akdogan@tbmm.gov.tr; suleymansencer.ayata@tbmm.gov.tr; sinan.aygun@tbmm.gov.tr; ali.babacan@tbmm.gov.tr; gulsun.bilgehan@tbmm.gov.tr; izzet.cetin@tbmm.gov.tr; cemil.cicek@tbmm.gov.tr; rehadenemec@tbmm.gov.tr; mustafa.erdem@tbmm.gov.tr; cevdet.erdol@tbmm.gov.tr; bulent.gedikli@tbmm.gov.tr; levent.gok@tbmm.gov.tr; gokhan.gunaydin@tbmm.gov.tr; ulker.guzel@tbmm.gov.tr; mehmetemrehan.halici@tbmm.gov.tr; haluk.ipek@tbmm.gov.tr; emrullah.isler@tbmm.gov.tr; ahmet.iyimaya@tbmm.gov.tr; salih.kapusuz@tbmm.gov.tr; zelkif.kazdal@tbmm.gov.tr; bulent.kusoglu@tbmm.gov.tr; aylin.nazliaka@tbmm.gov.tr; haluk.ozdalga@tbmm.gov.tr; tulay.selamoglu@tbmm.gov.tr; seyit.sertcelik@tbmm.gov.tr; fatih.sahin@tbmm.gov.tr; nurdan.sanli@tbmm.gov.tr; emineulker.tarhan@tbmm.gov.tr; zuhal.topcu@tbmm.gov.tr; yildirimtugrul.turkes@tbmm.gov.tr; ozcan.yeniceri@tbmm.gov.tr; gurkutacar@tbmm.gov.tr; badak@tbmm.gov.tr; deniz.baykal@tbmm.gov.tr; arif.bulut@tbmm.gov.tr; cavusoglu@tbmm.gov.tr; vecdi.gonul@tbmm.gov.tr; mehmet.gunal@tbmm.gov.tr; irbec@tbmm.gov.tr; osman.kaptan@tbmm.gov.tr; gokcen.ozdoganenc@tbmm.gov.tr; huseyin.samani@tbmm.gov.tr; yildiray.sapan@tbmm.gov.tr; tunca.toskay@tbmm.gov.tr; menderesm.tevfik.turel@tbmm.gov.tr; orhan.atalay@tbmm.gov.tr; ensar.ogut@tbmm.gov.tr; ugur.bayraktutan@tbmm.gov.tr; israfil.kisla@tbmm.gov.tr; osman.aydin@tbmm.gov.tr; metinlutfi.baydar@tbmm.gov.tr; mehmet.erdem@tbmm.gov.tr; aligultekin.kilinc@tbmm.gov.tr; semiha.oyus@tbmm.gov.tr; bulent.tezcan@tbmm.gov.tr; ali.uzunirmak@tbmm.gov.tr; aysenedret.akova@tbmm.gov.tr; ali.aydinlioglu@tbmm.gov.tr; tulay.babuscu@tbmm.gov.tr; ahmetduran.bulut@tbmm.gov.tr; halukahmet.gumus@tbmm.gov.tr; namik.havutca@tbmm.gov.tr; mehmetcemal.oztaylan@tbmm.gov.tr; ahmetedip.ugur@tbmm.gov.tr; yilmaz.tunc@tbmm.gov.tr; muhammet.riza.yalcinkaya@tbmm.gov.tr; ayla.akatata@tbmm.gov.tr; ziver.ozdemir@tbmm.gov.tr; mehmet.simsek@tbmm.gov.tr; bengi.yildiz@tbmm.gov.tr; bunyamin.ozbek@tbmm.gov.tr; fahrettin.poyraz@tbmm.gov.tr; bahattin.seker@tbmm.gov.tr; idris.baluken@tbmm.gov.tr; esref.tas@tbmm.gov.tr; cevdet.yilmaz@tbmm.gov.tr; vedat.demiroz@tbmm.gov.tr; vahit.kiler@tbmm.gov.tr; husamettin.zenderlioglu@tbmm.gov.tr; ali.ercoskun@tbmm.gov.tr; fehmi.kupcu@tbmm.gov.tr; tanju.ozcan@tbmm.gov.tr; bayram.ozcelik@tbmm.gov.tr; ramazankerim.ozkan@tbmm.gov.tr; yildirimhami@tbmm.gov.tr; bulent.arinc@tbmm.gov.tr; ismail.aydin@tbmm.gov.tr; ismet.buyukataman@tbmm.gov.tr; canan.candemircelik@tbmm.gov.tr; hakan.cavusoglu@tbmm.gov.tr; ilhan.demiroz@tbmm.gov.tr; kemalekinci@tbmm.gov.tr; aykan.erdemir@tbmm.gov.tr; tulin.erkalkara@tbmm.gov.tr; sena.kaleli@tbmm.gov.tr; onder.matli@tbmm.gov.tr; necati.ozensoy@tbmm.gov.tr; mustafa.ozturk@tbmm.gov.tr; ismet.su@tbmm.gov.tr; huseyin.sahin@tbmm.gov.tr; mustafakemal.serbetcioglu@tbmm.gov.tr; turhan.tayan@tbmm.gov.tr; bedrettin.yildirim@tbmm.gov.tr; mehmet.danis@tbmm.gov.tr; ismail.kasdemir@tbmm.gov.tr; ali.saribas@tbmm.gov.tr; m.serdarsoydan@tbmm.gov.tr; huseyin.filiz@tbmm.gov.tr; idris.sahin@tbmm.gov.tr; cahit.bagci@tbmm.gov.tr; tufan.kose@tbmm.gov.tr; salim.uslu@tbmm.gov.tr; murat.yildirim@tbmm.gov.tr; eminhaluk.ayhan@tbmm.gov.tr; ilhan.cihaner@tbmm.gov.tr; nurcan.dalbudak@tbmm.gov.tr; adnan.keskin@tbmm.gov.tr; bilal.ucar@tbmm.gov.tr; mehmet.yuksel@tbmm.gov.tr; nihat.zeybekci@tbmm.gov.tr; nursel.aydogan@tbmm.gov.tr; emine.ayna@tbmm.gov.tr; mehmetmehdi.eker@tbmm.gov.tr; serafettin.elci@tbmm.gov.tr; m.galip.ensarioglu@tbmm.gov.tr; oya.eronat@tbmm.gov.tr; mehmetsuleyman.hamzaogullari@tbmm.gov.tr; cuma.icten@tbmm.gov.tr; minebeyaz@tbmm.gov.tr; altan.tan@tbmm.gov.tr; leyla.zana@tbmm.gov.tr; fevai.arslan@tbmm.gov.tr; osman.cakir@tbmm.gov.tr; ibrahim.korkmaz@tbmm.gov.tr; kemal.degirmendereli@tbmm.gov.tr; recep.gurkan@tbmm.gov.tr; mehmet.muezzinoglu@tbmm.gov.tr; suay.alpay@tbmm.gov.tr; sermin.balik@tbmm.gov.tr; zulfu.demirbag@tbmm.gov.tr; enver.erdem@tbmm.gov.tr; faruk.septioglu@tbmm.gov.tr; muharrem.isik@tbmm.gov.tr; sebahattin.karakelle@tbmm.gov.tr; recep.akdag@tbmm.gov.tr; muhyettin.aksak@tbmm.gov.tr; fazilet.dagciciglik@tbmm.gov.tr; oktay.ozturk@tbmm.gov.tr; cengiz.yavilioglu@tbmm.gov.tr; adnan.yilmaz@tbmm.gov.tr; nabi.avci@tbmm.gov.tr; suheyl.batum@tbmm.gov.tr; ulker.can@tbmm.gov.tr; ruhsar.demirel@tbmm.gov.tr; salih.koca@tbmm.gov.tr; kazim.kurt@tbmm.gov.tr; deryabakbak27@gmail.com; huseyin.celik@tbmm.gov.tr; mehmeterdogan@tbmm.gov.tr; anejatkocer@tbmm.gov.tr; halilmazicioglu@tbmm.gov.tr; mehmet.sari@tbmm.gov.tr; ali.serindag@tbmm.gov.tr; ali.sahin@tbmm.gov.tr; fatma.sahin@tbmm.gov.tr; mehmet.seker@tbmm.gov.tr; samil.tayyar@tbmm.gov.tr; edipsemih.yalcin@tbmm.gov.tr; nurettin.canikli@tbmm.gov.tr; mehmet.geldi@tbmm.gov.tr; selahattin.karaahmetoglu@tbmm.gov.tr; adem.tatli@tbmm.gov.tr; kemalettin.aydin@tbmm.gov.tr; feramuz.ustun@tbmm.gov.tr; esat.canan@tbmm.gov.tr; selahattin.demirtas@tbmm.gov.tr; adil.kurt@tbmm.gov.tr; hasan.akgol@tbmm.gov.tr; adnansefik.cirkin@tbmm.gov.tr; mevlut.dudu@tbmm.gov.tr; mehmetali.ediboglu@tbmm.gov.tr; sadullah.ergin2@tbmm.gov.tr; refik.eryilmaz@tbmm.gov.tr; orhan.karasayar@tbmm.gov.tr; mehmet.onturk@tbmm.gov.tr; hacibayram.turkoglu@tbmm.gov.tr; adem.yesildal@tbmm.gov.tr; pervin.buldan@tbmm.gov.tr; sinan.ogan@tbmm.gov.tr; sureyyasadi.bilgic@tbmm.gov.tr; suleymannevzat.korkmaz@tbmm.gov.tr; alihaydar.oner@tbmm.gov.tr; recep.ozel@tbmm.gov.tr; celal.adan@tbmm.gov.tr; sabahat.akkiray@tbmm.gov.tr; abdulkadir.aksu@tbmm.gov.tr; meral.aksener@tbmm.gov.tr; engin.alan@tbmm.gov.tr; feritmevlut.aslanoglu@tbmm.gov.tr; mustafa.atas@tbmm.gov.tr; aydinayaydin@tbmm.gov.tr; egemen.bagis@tbmm.gov.tr; aysenur.bahcekapili@tbmm.gov.tr; oabak@tbmm.gov.tr; ihsan.barutcu@tbmm.gov.tr; nimet.bas@tbmm.gov.tr; murat.basesgioglu@tbmm.gov.tr; osmanboyraz@tbmm.gov.tr; volkan.bozkir@tbmm.gov.tr; huseyin.burge@tbmm.gov.tr; ercan.cengiz@tbmm.gov.tr; suleyman.celebi@tbmm.gov.tr; m.cetin@tbmm.gov.tr; ahmetberat.conkar@tbmm.gov.tr; turkan.dagoglu@tbmm.gov.tr; gulay.dalyan@tbmm.gov.tr; ayse.danisoglu@tbmm.gov.tr; alev.dedegil@tbmm.gov.tr;
celal.dincer@tbmm.gov.tr; omer.dincer@tbmm.gov.tr; mdomac@tbmm.gov.tr; osmanoktay.eksi@tbmm.gov.tr; ekrem.erdem@tbmm.gov.tr; aykut.erdogdu@tbmm.gov.tr; gursoy.erol@tbmm.gov.tr; ahmethaldun.erturk@tbmm.gov.tr; haluk.eyidogan@tbmm.gov.tr; idris.gulluce@tbmm.gov.tr; akif.hamzacebi@tbmm.gov.tr; halide.incekara@tbmm.gov.tr; unal.kacir@tbmm.gov.tr; harun.karaca@tbmm.gov.tr; atila.kaya@tbmm.gov.tr; erol.kaya@tbmm.gov.tr; tulay.kaynarca@tbmm.gov.tr; kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr; feyzullahkiyiklik@tbmm.gov.tr; osmantaney.koruturk@tbmm.gov.tr; mehmetdogan.kubat@tbmm.gov.tr; burhan.kuzu@tbmm.gov.tr; sedef.kucuk@tbmm.gov.tr; metin.kulunk@tbmm.gov.tr; bilalmacit@tbmm.gov.tr; mehmet.mus@tbmm.gov.tr; nnebati@tbmm.gov.tr; melda.onur@tbmm.gov.tr; umut.oran@tbmm.gov.tr; kadirgokmen.ogut@tbmm.gov.tr; ahmetbaha.ogutken@tbmm.gov.tr; sirrisureyya.onder@tbmm.gov.tr; ali.ozgunduz@tbmm.gov.tr; ihsan.ozkes@tbmm.gov.tr; safak.pavey@tbmm.gov.tr; ismail.safi@tbmm.gov.tr; oktay.saral@tbmm.gov.tr; muslim.sari@tbmm.gov.tr; mihrimahbelma.satir@tbmm.gov.tr; sevimsavaser@tbmm.gov.tr; fatmanur.serter@tbmm.gov.tr; mustafa.sentop@tbmm.gov.tr; hakan.sukur@tbmm.gov.tr; bihlun.tamayligil@tbmm.gov.tr; mahmut.tanal@tbmm.gov.tr; mustafasezgin.tanrikulu@tbmm.gov.tr; gursel.tekin@tbmm.gov.tr; binnaz.toprak@tbmm.gov.tr; erdogan.toprak@tbmm.gov.tr; durmusali.torlak@tbmm.gov.tr; faik.tunay@tbmm.gov.tr; sebahat.tuncel@tbmm.gov.tr; bulent.turan@tbmm.gov.tr; ahmetkutalmis.turkes@tbmm.gov.tr; abdullahlevent.tuzel@tbmm.gov.tr; ismet.ucma@tbmm.gov.tr; sirin.unal@tbmm.gov.tr; enver.yilmaz@tbmm.gov.tr; ibrahim.yigit@tbmm.gov.tr; erdal.aksunger@tbmm.gov.tr; ali.aslik@tbmm.gov.tr; birgulayman.guler@tbmm.gov.tr; mustafaali.balbay@tbmm.gov.tr; musa.cam@tbmm.gov.tr; aytun.ciray@tbmm.gov.tr; hamza.dag@tbmm.gov.tr; ilknur.denizli@tbmm.gov.tr; ertugrul.gunay@tbmm.gov.tr; hulya.guven@tbmm.gov.tr; ilhan.isbilen@tbmm.gov.tr; erdal.kalkan@tbmm.gov.tr; mustafa.moroglu@tbmm.gov.tr; sukranguldal.mumcu@tbmm.gov.tr; oyan@tbmm.gov.tr; rifatsait@tbmm.gov.tr; mehmetali.susam@tbmm.gov.tr; aydin.sengul@tbmm.gov.tr; ahmet.kenan.tanrikulu@tbmm.gov.tr; mehmet.tekelioglu@tbmm.gov.tr; rahmiaskin.tureli@tbmm.gov.tr; rizaturmen@tbmm.gov.tr ;nesrin.ulema@tbmm.gov.tr; oktay.vural@tbmm.gov.tr; binali.yildirim@tbmm.gov.tr; alaattin.yuksel@tbmm.gov.tr; sevde.bayazitkacar@tbmm.gov.tr; mesut.dedeoglu@tbmm.gov.tr; sitki.guvenc@tbmm.gov.tr; durdu.ozbolat@tbmm.gov.tr; nevzat.pakdil@tbmm.gov.tr; yildirimmehmet.ramazanoglu@tbmm.gov.tr; mehmet.saglam@tbmm.gov.tr; mahir.unal@tbmm.gov.tr; osman.kahveci@tbmm.gov.tr; mevlut.akgun@tbmm.gov.tr; lutfi.elvan@tbmm.gov.tr; ahmet.arslan@tbmm.gov.tr; mulkiye.birtane@tbmm.gov.tr; yunus.kilic@tbmm.gov.tr; emin.cinar@tbmm.gov.tr; mustafagokhan.gulsen@tbmm.gov.tr; hakki.koylu@tbmm.gov.tr; mustafa.elitas@tbmm.gov.tr; gundes@tbmm.gov.tr; yusuf.halacoglu@tbmm.gov.tr; yasar.karayel@tbmm.gov.tr; mehmetsevki.kulkuloglu@tbmm.gov.tr; ahmet.oksuzkaya@tbmm.gov.tr; ismail.tamer@tbmm.gov.tr; sadik.yakut@tbmm.gov.tr; taner.yildiz@tbmm.gov.tr; besir.atalay@tbmm.gov.tr; ramazan.can@tbmm.gov.tr; oguzkagan.koksal@tbmm.gov.tr; turgut.dibek@tbmm.gov.tr; senol.gursan@tbmm.gov.tr; mehmetsiyam.kesimoglu@tbmm.gov.tr; muzaffer.aslan@tbmm.gov.tr; abdullah.caliskan@tbmm.gov.tr; ahmetsalih.dal@tbmm.gov.tr; fuat.karakus@tbmm.gov.tr; haydar.akar@tbmm.gov.tr; zeki.aygun@tbmm.gov.tr; muzaffer.bastopcu@tbmm.gov.tr; nihat.ergun@tbmm.gov.tr; azizesibel.gonul@tbmm.gov.tr; hursit.gunes@tbmm.gov.tr; fikri.isik@tbmm.gov.tr; mehmethilal.kaplan@tbmm.gov.tr; mehmetali.okur@tbmm.gov.tr; ilyas.seker@tbmm.gov.tr; lutfuturkkan@tbmm.gov.tr; mustafa.akis@tbmm.gov.tr; faruk.bal@tbmm.gov.tr; mustafa.baloglu@tbmm.gov.tr; ahmet.davutoglu@tbmm.gov.tr; mustafa.kabakci@tbmm.gov.tr; mustafa.kalayci@tbmm.gov.tr; atilla.kart@tbmm.gov.tr; kerim.ozkul@tbmm.gov.tr; gulay.samanci@tbmm.gov.tr; harun.tufekci@tbmm.gov.tr; ayse.turkmenoglu@tbmm.gov.tr; huseyin.uzulmez@tbmm.gov.tr; ilhan.yerlikaya@tbmm.gov.tr; cemzorlu@tbmm.gov.tr; soner.aksoy@tbmm.gov.tr; idris.bal@tbmm.gov.tr; alim43@tbmm.gov.tr; vural.kavuncu@tbmm.gov.tr; hasan.fehmi.kinay@tbmm.gov.tr; veli.agbaba@tbmm.gov.tr; huseyincemal.akin@tbmm.gov.tr; oznur.calik@tbmm.gov.tr; mahmutmucahit.findikli@tbmm.gov.tr; omerfaruk.oz@tbmm.gov.tr; mustafa.sahin5@tbmm.gov.tr; erkan.akcay@tbmm.gov.tr; ugur.aydemir@tbmm.gov.tr; recaiberber@tbmm.gov.tr; sumer.oral@tbmm.gov.tr; hasan.oren@tbmm.gov.tr; sakine.oz@tbmm.gov.tr; selcuk.ozdag@tbmm.gov.tr; ozgur.ozel@tbmm.gov.tr; huseyin.tanriverdi@tbmm.gov.tr; muzaffer.yurttas@tbmm.gov.tr; abdurrahim.akdag@tbmm.gov.tr; gonul.bekinsahkulubey@tbmm.gov.tr; erol.dora@tbmm.gov.tr; muammer.guler@tbmm.gov.tr; ahmet.turk@tbmm.gov.tr; gulser.yildirim@tbmm.gov.tr; aytug.atici@gmail.com; nebi.bozkurt@tbmm.gov.tr; mehmetzafer.caglayan@tbmm.gov.tr; isagok@tbmm.gov.tr; ertugrul.kurkcu@tbmm.gov.tr; cigdemmunevver.okten@tbmm.gov.tr; ali.oz@tbmm.gov.tr; aliriza.ozturk@tbmm.gov.tr; vahap.secer@tbmm.gov.tr; mehmet.sandir@tbmm.gov.tr; ahmettevfik.uzun@tbmm.gov.tr; omersuha.aldan@tbmm.gov.tr; aliboga@tbmm.gov.tr; tolga.candar@tbmm.gov.tr; nurettin.demir@tbmm.gov.tr; mehmeterdogan48@tbmm.gov.tr; yuksel.ozden@tbmm.gov.tr; muzaffer.cakar@tbmm.gov.tr; demir.celik@tbmm.gov.tr; faruk.isik@tbmm.gov.tr; sirri.sakik@tbmm.gov.tr; ahmeterdal.feralan@tbmm.gov.tr; ebubekir.gizligider@tbmm.gov.tr; murat.gokturk@tbmm.gov.tr; a.kavaklioglu@tbmm.gov.tr; omer.selvi@tbmm.gov.tr; dogan.safak@tbmm.gov.tr; mustafa.hamarat@tbmm.gov.tr; idrisnaim.sahin@tbmm.gov.tr; ihsan.sener@tbmm.gov.tr; fatihhanunal@tbmm.gov.tr; idris.yildiz@tbmm.gov.tr; devlet.bahceli@tbmm.gov.tr; durdumehmet.kastal@tbmm.gov.tr; suatonal@tbmm.gov.tr; hasanhuseyin.turkoglu@tbmm.gov.tr; nusret.bayraktar@tbmm.gov.tr; hasan.karal@tbmm.gov.tr; hayati.yazici@tbmm.gov.tr; hasanali.celik@tbmm.gov.tr; saban.disli@tbmm.gov.tr; aysenur.islam@tbmm.gov.tr; munir.kutluata@tbmm.gov.tr; engin.ozkoc@tbmm.gov.tr; ayhansefer.ustun@tbmm.gov.tr; aliihsan.yavuz@tbmm.gov.tr; tulay.bakir@tbmm.gov.tr; cemalyilmaz.demir@tbmm.gov.tr; mustafa.demir@tbmm.gov.tr; ahmetihsan.kalkavan@tbmm.gov.tr; akifcagataykilic@tbmm.gov.tr; suat.kilic@tbmm.gov.tr; hkoc@tbmm.gov.tr; cemalettin.simsek@tbmm.gov.tr; ahmet.yeni@tbmm.gov.tr; afifd@tbmm.gov.tr; gultan.kisanak@tbmm.gov.tr; osman.oren@tbmm.gov.tr; engin.altay@tbmm.gov.tr; mehmet.ersoy@tbmm.gov.tr; hilmi.bilgin@tbmm.gov.tr; mesudenursuna.memecan@tbmm.gov.tr…..; malikecder.ozdemir@tbmm.gov.tr; ali.turan@tbmm.gov.tr; ismet.yilmaz@tbmm.gov.tr; yahya.akman@tbmm.gov.tr; mehmet.akyurek@tbmm.gov.tr; ibrahim.ayhan@tbmm.gov.tr; ibrahim.binici@tbmm.gov.tr; faruk.celik@tbmm.gov.tr; seyit.eyyupoglu@tbmm.gov.tr; abdulkerim.gok@tbmm.gov.tr; mehmetkasim.gulpinar@tbmm.gov.tr; mahmut.kacar@tbmm.gov.tr; emin.onen@tbmm.gov.tr; halil.ozcan@tbmm.gov.tr; zeynepkarahan.uslu@tbmm.gov.tr; mehmetemin.dindar@tbmm.gov.tr; selma.irmak@tbmm.gov.tr; hasip.kaplan@tbmm.gov.tr; faysal.sariyildiz@tbmm.gov.tr; ziyaeddin.akbulut@tbmm.gov.tr; bulent.belen@tbmm.gov.tr; emre.koprulu@tbmm.gov.tr; faik.oztrak@tbmm.gov.tr; ozlem.yemisci@tbmm.gov.tr; candan.yuceer@tbmm.gov.tr; zeyid.aslan@tbmm.gov.tr; sukru.ayalan@tbmm.gov.tr; resat.dogru@tbmm.gov.tr; orhan.duzgun@tbmm.gov.tr; dilek.yuksel@tbmm.gov.tr; koray.aydin@tbmm.gov.tr; erdogan.bayraktar@tbmm.gov.tr; aydin.biyiklioglu@tbmm.gov.tr; mehmetvolkan.canalioglu@tbmm.gov.tr; fnozak@gmail.com; safiye.seymenoglu@tbmm.gov.tr; huseyin.aygun@tbmm.gov.tr; kamer.genc@tbmm.gov.tr; dilek.akagunyilmaz@tbmm.gov.tr; mehmet.altay@tbmm.gov.tr; ismail.gunes@tbmm.gov.tr; kemal.aktas@tbmm.gov.tr; mustafa.bilici@tbmm.gov.tr; fatih.ciftci@tbmm.gov.tr; nazmi.gur@tbmm.gov.tr; burhan.kayaturk@tbmm.gov.tr; gulsen.orhan@tbmm.gov.tr; aysel.tugluk@tbmm.gov.tr; ozdal.ucer@tbmm.gov.tr; temel.coskun@tbmm.gov.tr; muharrem.ince@tbmm.gov.tr; yusuf.baser@tbmm.gov.tr; bekir.bozdag@basbakanlik.gov.tr; sadir.durmaz@tbmm.gov.tr; ertugrul.soysal@tbmm.gov.tr; ercan.candan@tbmm.gov.tr; mehmet.haberal@tbmm.gov.tr; ali.ihsan.kokturk@tbmm.gov.tr; koksal.toptan@tbmm.gov.tr; ozcan.ulupinar@tbmm.gov.tr

E-mail listesi TBMM sitesinden derlenmiştir.

4 Yorum

Milletvekillerine Mektup

Sayın Milletvekili,

 

Bu mektubu Türkiye’de yaşayan ve yaşadığı coğrafyayı seven, sahip çıkan bir yurttaş ve seçmen olarak size yazıyorum. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 17 Mayıs 2012 tarihinde Parlamento’ya sevk edilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı ile ilgili endişelerimi paylaşmak istiyorum.

 

Bugün ülkemizin eşsiz doğal alanları ve biyolojik çeşitliliği hiç olmadığı kadar tehditle karşı karşıya. Plansızca gerçekleştirilen enerji, madencilik, turizm, sanayi yatırımları yüzünden Anadolu’nun dört bir tarafında yaşam alanlarımız yok oluyor. Ülke yüzölçümünün yalnızca %5ini oluşturan korunan alanlarımız dahi “kalkınma/ekonomik fayda” gerekçesiyle yatırımlara açılıyor. Bugün geldiğimiz noktada maalesef bütün bu sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması için ihtiyaç duyulan güçlü bir kurumsal yapılanma ve bu yapıyı destekleyecek bütüncül politikalar ve yasal araçlardan yoksun durumdayız. 2011 ve 2012 yıllarında çevre ve doğa koruma konusundaki yetkili Bakanlıklarda gerçekleştirilen bir dizi yeniden yapılanma ve yasal düzenlemeler nedeniyle ülkemizde doğanın korunması konusunda geçmişte şikâyet ettiğimiz çok başlılık, kurumlar arası koordinasyon ve iletişim eksikliği, karar süreçlerine halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı konularda daha da geriye gittiğimizi düşünüyorum.

 

Yukarıda dile getirdiğim ve ülkemizde doğa koruma konusundaki mevcut olumsuz tabloya son olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve şuan TBMM gündeminde olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı eklenmiş durumda. Gerek hazırlık süreci, gerekse getirdiği düzenlemeler itibariyle son derece endişe duyduğum bu Tasarı’nın mevcut haliyle yasalaşması durumda ülkemizdeki doğal yaşam alanlarının ve biyolojik çeşitliliğin kaybedileceğini düşünüyorum. “Koruma” misyonundan uzak, adeta doğa koruma alanlarını kullanıma açmanın yollarını tanımlamak için hazırlanmış bu Tasarı’nın ülkemizin doğasını çok kısa bir süre içerisinde geri dönüşü olmayacak şekilde yok edeceğine inanıyorum. Bu alanda uzun yıllardır örnek çalışmalar yürüten birçok sivil toplum kuruluşunun da bu Tasarı’ya karşı çıktığını biliyor ve bu çabalarını yürekten destekliyorum.

 

Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda ilerlediği bu dönemde böyle bir Tasarı’nın “AB’ye uyum” adı altında ve katılımcı bir süreçte hazırlandığı şeklinde yapılan açıklamaları üzüntüyle takip ediyorum. AB’nin doğanın korunması konusundaki politika ve yasal düzenlemelerinin hiçbirisinin korunan alanları enerji, turizm, madencilik yatırımlarına açmaya izin vermediğini biliyorum. Bu anlamda, söz konusu Tasarı’nın AB mevzuatıyla uyumlu olduğu söylemine kesinlikle inanmıyorum.

 

Ülkesini seven, gelecek nesiller için yaşanabilir bir Türkiye bırakılmasını arzu eden bir yurttaş ve seçmen olarak, siz değerli Milletvekilimizden söz konusu Tasarı’nın TBMM’den geri çekilmesi ve katılımcı bir süreçte yeniden hazırlanması konusunda ilgili makamlara görüş vermenizi talep ediyorum. Bu Tasarı’nın durdurulmasına yönelik bugün atacağınız adımların, ülkemizin geleceği için yapılmış en değerli yatırım olarak tarihe geçeceğine inanıyorum.

 

Saygılarımla,

 

 

 

 

 

2 Yorum

Tabiatı ve Biyoçeşitliliği “Korumama” Yasası Dünya Çevre Gününde Çevre Komisyonu’nda görüşülecek.

BASIN AÇIKLAMASI

4 Haziran 2012

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi

 

TÜRKİYE DOĞASININ SIRTINDAKİ BIÇAK

 

İLK MİLLİ PARKIMIZIN İLANIYLA (1958) BAŞLAYAN KORUMA POLİTİKASI ÇEVRE KOMİSYONU ELİYLE RAFA KALDIRILIYOR!

 

Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın ilk 14 maddesi TBMM Çevre Komisyonu’nun 31 Mayıs 2012 tarihli toplantısında bir günde görüşülerek onaylandı. Tasarı, ilgili Bakanlarınasıl şimdi doğayı koruyacağızyönündeki açıklamaları ve ülkemizin AB uyum sürecinin çağdaş beklentilerinin aksine, 1958’den bu yana edinilmiş tüm kazanımları yok ediyor. Yasa Tasarısının 6. Maddesi tüm korunan alanların sınırlarının değiştirebilmesine, daha kötüsü tümüyle kaldırılmasına olanak veriyor. Ayrıca hemen seçim öncesi  (24. Yasama Dönemi) TBMM Çevre Komisyonu tarafından kabul edilen tasarıda bilimsel çevrelerin, ilgili kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve koruma alanlarında ve çevresinde yaşayanların karar süreclerine dahil olması için öngörülen ulusal ve yerel kurulların tümünü tasarıdan çıkarıyor ve katılımcılık yönünden ülkemizi 30 yıl önce hazırlanan yasaların daha da gerisine götürüyor.

 

Bu Tasarı’yla doğal zenginlik açısından öne çıkmış ve tüm dünya ile paralel koruma altına alınmış milli parklarımız, doğal sitlerimiz, yaban hayatı koruma sahalarımız, uluslararası öneme sahip sulak alanlarımız yıllar önce ilan edilmiş olsalar bile yatırımcıların arazi edinme ve işletme taleplerine karşılık elden çıkarılabilecek. Öte yandan, bilim insanları, uzmanlar, sivil toplum kuruluşları veya yöre haklı bundan böyle herhangi bir alanın koruma altına alınması sürecinde söz sahibi olamayacaklar.

5 Haziran 2012 tarihli TBMM Çevre Komisyonu toplantısında geriye kalan hükümlerinin karara bağlanması ve Tasarı’nın yasama dönemi kapanmadan Genel Kurul’da oylanarak yasalaşması bekleniyor. Tasarı’da geçen ve net bir tanımı yapılmadığı için suistimale açık olan “üstün kamu yararı” ifadesi nedeniyle korunan alanlar madencilik, enerji, sanayi, tarım, turizm gibi yatırımlara adeta adres gösteriliyor. Bu yüzden nükleer, HES, baraj, altın madeni, konut yatırımcılarının gözü Çevre Komisyonu’nda. Geçmişte komisyonun tartışma sürecine katılıp öneri ve itirazlarını bildirme fırsatı yakalayan sivil toplum kuruluşları bu kez gelişmeleri TBMM internet sitesinden izlemek zorunda bırakıldı.

74 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi olarak; sürecin demokratik, çağdaş ve katılımcı yaklaşımdan uzak; kapalı kapılar ardında yürütülmesini ve Tasarı’yla ülkemizin geleceği için bu derece kritik kararların uluslararası imza attığımız sözleşmelerin ve elde ettiğimiz ulusal birikim ve kapasitenin hiçe sayılmasını kınıyoruz. Ayrıca tüm ülkelerin en üst düzeyde katılımıyla 20-22 Haziran 2012 tarihlerinde Brezilya’da yapılacak Rio+20 Toplantısında dünyamızın korunması için ülke olarak neler yaptığımıza dair söylenecek tüm sözlerin gerçeği yansıtmayacağını, doğal değerleriyle öne çıkan ülkemizin büyük bir yıkım altında olduğunu kamuoyuna açıklıyor, Komisyon toplantısının 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne rastlamasının kamuoyunu yanıltmayı hedeflediğine inanıyor ve bu yöndeki karşı duruşa katılıma çağırıyoruz.

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi

Ayrıntılı bilgi için:

Hüsrev Özkara

Tel : (0 533) 394 47 11

E-posta: tabiatkanunu@gmail.com

https://tabiatkanunu.wordpress.com

Ek Bilgiler:

 

  • 26 Ekim 2010 tarihinde TBMM Çevre Komisyonu’na sevk edilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı, 16 Mart 2011 tarihinde yapılan Komisyon toplantısında kabul edilmişti.
  • Komisyon çalışmalarına 74 sivil toplum kuruluşunu temsilen katılan Tabiat Kanunu İzleme Girişimi’nin ve katılımcı diğer sivil toplum örgütlerinin çabalarıyla doğa koruma lehine bazı iyileştirmeler yapılmış olmakla beraber, kabul edilmiş olan Tasarı’nın amacı ve ruhunun korumadan çok kullanıma yönelik olması, önerilen ulusal ve mahalli koruma kurullarındaki kamu temsilinin ağırlığı, üstün kamu yararı kavramının korunan alanlardaki yatırım girişimlerinin önünü açacak şekilde maddelendirilmesi ve doğal sit statüsünün kaldırılarak bu alanların statüsünün belirsiz bırakılması gibi düzenlemeler Tasarı’nın başlıca kaygı verici yönleri olarak kalmıştı.
  • Tabiat Kanunu İzleme Girişimi 18 Mart 2011 tarihinde bu kaygıları “Türkiye’nin Doğası Bıçak Sırtında” başlıklı basın duyuru yoluyla kamuoyu ile paylaşmış, TBMM Genel Kurulu’na gönderilmesi beklenen Tasarı, hukuki çerçevede kadük ilan edilmişti.
  • 31 Mayıs 2012 tarihinde TBMM Çevre Komisyon’unda görüşülmeye başlanan mevcut tasarıda endişe verici pekçok madde yer almaktadır. Örneğin:
  • Tasarı’nın 6.maddesinin 1.bendinde gerçek veya tüzel kişilerin önerileri ile daha önce belirlenmiş ve ilan edilmiş korunan alanların sınırlarının değiştirilebileceği, kısmen veya tamamen farklı statü kapsamına alınabileceği veya koruma kararlarının kaldırılabileceği belirtilmiştir. Ülkemizdeki korunan alanların sayısı ve yüzey alanları zaten birçok Avrupa ülkesinin ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerle kabul edilen hedeflerin çok gerisindedir. Ülke yüzölçümünün yaklaşık %4-5’i civarında olan korunan alanlarımızın sayısının daha da artırılması gerekirken bu madde ile var olanların da “korumasız” kalmasına imkân verilmiş olacaktır. Taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmeler (BM Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi gibi) ve AB yaklaşımı dikkate alındığında Türkiye’nin zaten yeni korunan alanlar ilan etmesi (en az %15) ve bunları daha etkili bir şekilde koruması gerekirken, “yeniden değerlendirme” adı altında mevcut korunan alanlarımız dahi koruma güvencesinden mahrum kalabilecektir.
  • Tasarı’nın 8. Maddesinde yer alan üstün kamu yararı ifadesi son derece muğlâk ve suistimale açıktır. Üstün kamu yararı adı altında doğal alanlara zarar verebilecek birçok yatırımın önü bu madde ile açılmaktadır. Üstün kamu yararı, bilimsel ve hukuki değerlendirme ile yargılama sonucunda ulaşılacak bir netice olduğundan; yasa metniyle “üstün kamu yararı nitelemesi yapılması” evrensel idare hukuki ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Halk sağlığı ve milli güvenlik gibi kritik konular “üstün kamu yararı” gerekçesi olarak kabul edilebilir. Ancak, 8. Maddenin 4. bendinde çevreye yarar diye son derece muğlak ve suistimale açık bir ifade kullanılmıştır. “Çevreye yarar” ifadesine dayanarak madencilik, enerji, sanayi, tarım, turizm gibi doğa üzerinde etkiye sahip birçok yatırımın kolaylıkla gerçekleştirilebilmesi mümkün olacaktır.
  • Tasarı’nın 9. Maddesinde yer alan Bilgilendirme ve Katılıma dair kısımda, herhangi bir alanda gerçekleştirilecek koruma ve planlama çalışmaları hakkında yöre halkı yalnızca “bilgilendirilecek”tir. Söz konusu maddenin üst başlığı her ne kadar “bilgilendirme ve katılım” olsa da gerçekte yapılacak olan yukarıdan aşağıya bir bilgi verme sürecinden ibarettir. Gerçek anlamda katılım için yapılması gereken, bilgilendirme, paydaşların görüşlerinin dinlenmesi, işbirliği ve aktif katılımla karar alma ve uygulama sürecinin “birlikte” şekillendirilmesidir.
  • Tasarı’nın 10. Maddesinin 2. bendinde “ Korunan alanda işletme yetkisi, kısmen, talepte bulunmaları halinde il özel idarelerine, belediyelere, bu Kanunun amacına uygun faaliyetler yürüten vakıf ve derneklere ilgili bakanın onayı ile devredilebilir veya geri alınabilir” denmektedir. Valiliklere bağlı İl Özel İdaresi’ne yapılan yetki devirlerinin onarılması imkânsız tahribata yol açtığı en son Bolu-Abant Tabiat Parkı örneğinde yaşanmıştır. Korunan alan yönetimi gibi son derece hassas ve dikkatle ele alınması gereken bir sorumluluğun, konunun uzmanı olmayan ve yeterli teknik bilgi birikimden yoksun kurumlarca yerine getirilmesi ciddi ve geri dönüşü olmayan kayıplara neden olabilir.
  • 2011 yılında TBMM Çevre Komisyonu’nda kabul edilen üçüncü tasarıda yer alan Ulusal Tabiatı Koruma Kurulu, Mahalli Tabiatı Koruma Kurulları ve Tabiatı Koruma Bilim Heyeti tasarıdan çıkarılmıştır. Kamu ağırlıklı yapısı, görev tanımındaki bazı belirsizlikler ve karar alma süreçlerine ilişkin bazı değişiklikler gerektirmesine rağmen, ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin daha etkin korunması ve kamu-sivil toplum-akademi dünyasının birlikte karar alabilmesi anlamında faydalı olabilecek bu Kurulların mevcut tasarıdan çıkarılması üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir konudur. Zira, geçtiğimiz yıl Çevre Komisyonu’nca kabul edilen tasarıda sivil toplum kuruluşlarının ve akademisyenlerin temsilci sayısının artırılması için büyük mücadele verilmiş ve ilk halinde iki olan STK temsilcisi sayısı dörde çıkarılmıştır. Yetersiz olsa dahi STK’ların kamu kurumlarıyla birlikte bir komisyon/kurul çatısı altında ülkemizin doğa koruma politikalarını ve uygulamalarını tartışabilecek olması önemli bir adımken, mevcut tasarıda bu kurulların tamamen çıkarılmış olması STK’ların bu sürece katılım, izleme ve etkileme olanağını tamamen ortadan kaldırmıştır. Yalnızca Bakanlığın isteği, bilgisi ve kararı ile ülkemizin biyolojik çeşitliliğine dair kararların alınması demokratik bir işleyişe uygun olmadığı gibi taraf olduğumuz sözleşmelerin “katılımcılık” ilkesini de göz ardı etmek anlamına gelmektedir. Paydaşların sürece katılımı, bilgi edinebilmesi, alınan kararları şeffaf bir biçimde sorgulayabilmesi ve etkileyebilmesine olanak sağlayacak bir karar alma mekanizması tarif edilmelidir. Tasarı’nın 10. Maddesinde Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Danışma Kuruluadı altında bir kurula atıfta bulunulmuş ancak amacı, görevi, kapsamı, ne şekilde işleyeceği belirtilmemiştir.
  • Tasarı’nın 20. Maddesinde “Tabii durumuna uygun hale getirilemeyen alanlar buna en yakın yaşama alanına dönüştürülür” ifadesi açık bir biçimde bir alandaki tahribatın meşrulaştırılmasına ve tahribatın giderilmesi için yapılabilecek rehabilitasyon çalışmalarının zaafa uğratılmasına zemin hazırlamaktadır. “En yakın yaşam alanı” ifadesi bilimsel dayanaktan yoksundur ve tam anlamıyla ne kast edildiği açık değildir.
  • Tasarı’nın 28. Maddesinde “bu Kanun kapsamında giren alanlarda 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa göre kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ve turizm merkezi olarak ilan edilecek yerler için Bakanlığı uygun görüşü alınır” denilmektedir. Bu madde ile ülke yüzölçümümüzün ancak %4-5’ini kaplayan korunan alanların “turizm teşvik” adı altında yapılaşmaya ve diğer insan kullanımlarına açılması mümkün kılınmıştır.
  • Tasarı’nın 31. Maddesi’nin 6. Bendinde “9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır” ifadesi yer almaktadır. 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, ülkemizde doğa koruma konusundaki en önemli yasal düzenlemelerden bir tanesidir. Tasarı’da korunan alan statülerinden biri olarak “milli park” statüsü yer almasına rağmen, bu alanların hangi usul ve esaslara göre yönetileceği, korunacağı belirsizdir. Milli Parklar Kanunu’nun bu Tasarı ile birlikte yürürlükten kaldırılması halihazırda zaten ciddi baskılarla karşı karşıya kalan Milli Park alanlarımızı olumsuz biçimde etkileyecektir. Özellikle son dönemde sayıları hızla artan HES’lere karşı açılan davalarda Milli Parklar Kanunu önemli bir dayanaktır ve bu düzenlemeyle beraber bu dayanak ortadan kaldırılmaktadır. Bakanlığın bu Tasarı yasalaştıktan sonra çıkarmayı planladığı yönetmeliklerin kamuoyu ve ilgili STK’larca önceden bilinmesi ve müdahale edilmesi mümkün olmayacağı için Milli Park alanlarımızı nasıl bir sürecin beklediği endişe uyandırmaktadır.
Yorum bırakın

Türkiye’nin Doğası Bıçak Sırtında

Türkiye’nin Doğası Bıçak Sırtında

18 Mart 2011

26 Ekim 2010 tarihinde TBMM Çevre Komisyonu’na sevk edilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı, 16 Mart 2011 tarihinde yapılan Komisyon toplantısında kabul edildi. Yasa’nın Genel Kurul’a ne zaman gideceği ise henüz belirsiz. Süreci yakından takip eden ve Komisyon çalışmalarına 74 sivil toplum kuruluşunu temsilen katılan Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, kabul edilen tasarının ilk haline göre gelişme gösterdiğini ancak hala ülkemizin doğası için ciddi sıkıntılar içerdiğini belirtiyor.

İlk Tasarı’dan bugüne neler değişti/ değişmedi?

1-Amaç ve yasanın ruhu: Adı “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu” olan yasa, kullanıma ağırlık veren yapısını koruyor. “Kullanım”la ilgili yaklaşım Yasanın Amaç maddesinde net bir şekilde hissediliyor. Amaç maddesindeki “koruma-kullanma dengesi” ifadesi öneriler doğrultusunda çıkarılmasına rağmen, günümüzde suistimale açık bir kavram haline getirilen “sürdürülebilir kullanım” ifadesi yerini koruyor.

2-Kurul yapıları ve görevleri: Tasarıda yer alan Ulusal Tabiatı Koruma Kurulu’nda başlangıçta 2 olan sivil toplum kuruluşu sayısı 4’e yükseltildi. Yanısıra, kurulda görev alacak STK’ların seçimine ilişkin belli kriterler getirildi. Kurulda yer alan kamu kurumlarının sayısı azalmasına rağmen yatırımcı kamu kurumları halen kuruldaki yerlerini korudu. Kurul’un “kamu” temsilcisi ağırlığı devam etti. Yanısıra, kurulların toplanma ve karar alma süreçlerindeki “salt çoğunluk” ilkesi değişmedi. Buna göre 18 kişiden oluşan kurul ne yazık ki 6 kişinin oyu ile ülkemizin doğasıyla ilgili kritik kararları alabilecek.

3-Üstün kamu yararı: İlk tasarıda tanımlanmayan ve bütün koruma alanlarındaki yatırımların önünü açmakta dayanak gösterilen “üstün kamu yararı” ilgili maddeleri yeniden düzenlendi. Buna göre; herhangi bir proje veya yatırımın yapılması öngörülen alanda; (alanın koruma statüsünden bağımsız olarak) nesli tehlike altında olan habitat ve/veya türler olduğunda üstün kamu yararı kararının verilmesinde ancak “halk sağlığı” ve “kamu güvenliği” gerekçe oluşturabilecek. Benzer şekilde, nesli yok olma tehdidi altında olan habitat ve/veya türlerin barındığı alanlarda kamu güvenliği ve halk sağlığı dışında izin, intifa ve irtifak hakkı verilmemesi hükmü eklendi. Ancak çelişkili olarak; ekolojik etki değerlendirmesi olumsuz sonuçlar gösterse bile, “ekonomik ve sosyal nedenler dahil değişik nedenler” de üstün kamu yararı gerekçesi sayılabilecek, dolayısıyla yatırımların önünde herhangi bir engel kalmayacaktır.

4-“Doğal Sit” Statüsü ve Yeniden Değerlendirme süreci: Yasayla birlikte, “doğal sit” statüsü ortadan kaldırılırken, hâlihazırda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yetkisinde olan 1261 adet doğal sit alanı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yetkisine devredildi. Ancak, bu 1261 doğal sit alanının yeniden değerlendirilerek, hangi yeni statüye kavuşturulacağı veya koruma dışı bırakılacağı ile ilgili süreç endişe vericidir. Öyle ki; yasada yer alan “Turizm Bölgesi ve Merkezi” başlıklı maddede, Çevre ve Orman Bakanlığı’na devredilen doğal sit alanlarından, yeniden değerlendirme sonucunda korunan alan vasfı kaldırılanların “turizm alanı” önceliği kazandığı hükmü getirildi. Bu madde, bugüne kadar doğal sit statüsü sayesinde koruyabildiğimiz başta kıyı alanları olmak üzere birçok alanın turizm adı altında yatırımlara ve yapılaşmaya açılacağını niyetini açıkça ortaya koymaktadır.

Bugüne kadar öncelikle Tasarı’nın Meclis’ten geri çekilmesi ve ilgili tüm tarafların katılımıyla yeniden hazırlanması gerektiğini savunan Tabiat Kanunu İzleme Girişimi; Komisyon toplantılarının tamamına katılarak görüş ve önerilerini sözlü ve yazılı olarak defalarca sunmuş ve bu süreçte üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmiştir. Çevre Komisyonu Başkanı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası ve Girişimimiz, tasarının iyileşmesi için önemli katkılar vermiştir. Ancak; bugün geldiğimiz noktada yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında Tasarı’nın özellikle “korumacı ve katılımcı ruhu” doğal yaşam ortamları açısından bu derece ayrıcalıklı ülkemizde korumayı yönlendirmekten uzaktır. Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, Milletvekillerimizi, ülkemizin eşsiz doğal alanlarının ve biyolojik çeşitliliğinin geleceğini belirleyecek olan bu Tasarı’yı dikkatlice değerlendirmeleri ve kaygı yaratan unsurların ortadan kaldırılması için göreve çağırmaktadır. Girişimimizin, bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki günlerde de Meclis çatısı altındaki lobi çalışmalarına devam edeceğini kamuoyuna duyururuz.

 

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi

 

Ayrıntılı Bilgi için:

Girişim Sözcüsü Hüsrev ÖZKARA

GSM: 0533 394 47 11

tabiatkanunu@gmail.com

 

Yorum bırakın