Cumhurbaşkanlığı Makamına onaylanmak üzere sunulan Kararname Taslağı ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün kapatılarak Orman Genel Müdürlüğü altında daire başkanlıkları olarak yeniden düzenlenmek istendiğini öğrenmiş bulunmaktayız.
Bilindiği üzere Türkiye’de doğa korumanın tarihi 1950’li yıllara kadar uzanmaktadır. Kurulduğu 1956 yılından 1976 yılına kadar Orman Genel Müdürlüğü altında faaliyet gösteren Doğa koruma ve milli park çalışmaları, dünyada ve ülkemizdeki korunan alanlara yönelik yükselen algı ve korunan alanların sayısındaki artışa paralel olarak 1976 yılında Orman Bakanlığı bünyesinde “Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlüğü” olarak yapılandırılmıştır.
1982 yılında bugün olduğu üzere Tarım Bakanlığı ile Orman Bakanlığının birleştirilmesini takiben “Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlüğü” kapatılmış ve Orman Genel Müdürlüğü altında “Milli Parklar Daire Başkanlığı” olarak düzenlenmiştir. Kurumun Genel Müdürlük düzeyinden Daire başkanlığı düzeyine indirildiği bu dönem Türkiye doğa koruma tarihinin en etkisiz olduğu dönemlerden biri olarak hala anılmaktadır.
1991 yılında Orman Bakanlığının Tarım bakanlığından ayrılmasından sonra yeniden teşkilatlandırılan kurum 28 yıldır Genel Müdürlük düzeyinde faaliyet göstermektedir. Taşra yapılanması ekolojik ve coğrafik bölgeler esas alınarak Bakanlık bölge müdürlükleri, bölge müdürlüklerine bağlı il şube müdürlükleri, milli park müdürlükleri ve milli park şeflikleri olarak yapılandırılan kurumun bugün itibariyle toplam 5300 kişiyi aşan personeli bulunmaktadır.
Yeryüzündeki en önemli 7 gen merkezinden biri olarak bilinen Türkiye biyolojik çeşitlilik bakımından bulunduğu coğrafyanın en önemli ülkesidir. Şöyle ki, tüm Avrupa kıtasında 12.500 civarında bitki türü varken, ülkemizdeki bitki türü sayısı 11.707 olarak belirlenmiştir. Bu sayı yeni bulunan türlerle her yıl artmaktadır. Bunlardan 3.449’ü yeryüzünde başka hiçbir ülkede bulunmayan ülkemize özgü türlerdir. Diğer canlı türleri bakımından da tüm Avrupa kıtası kadar çeşitlilik göstermektedir. Türkiye pek çok konuda olduğu üzere biyolojik çeşitliliğin (canlı türlerinin ve gen kaynaklarının) korunması bakımından da stratejik konuma sahip olup çok sayıda türün varlığını sürdürebilmesi bakımından anahtar ülke konumundadır. Bu nedenle Türkiye’nin doğa koruma alanındaki sorumluluğu herhangi bir ülkeninkinden daha fazladır. Bu durum bütün dünya tarafından da bilinmektedir.
Türkiye için yeterli görülmese de yukarıda ifade edilen zenginliğin korunması için Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde 45’i milli park, 30’u tabiatı koruma alanı, 81’i yaban hayatı geliştirme sahası olmak üzere toplam alanı 3,2 milyon hektarı aşan 598 koruma alanı ilan edilmiş ve yönetilmektedir. Ülkemizin doğasının korunmasıyla ilgili diğer bir kurum olan Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğünün bünyesinde ise 18 Özel Çevre Koruma Bölgesi ve 2000’ aşkın sit alanı ve tabiat varlığı bulunmaktadır.
Türkiye başta Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi olmak üzere doğanın ve biyolojik çeşitliliğin korunmasıyla ilgili hemen tüm uluslararası sözleşmelere taraf olmuştur. Mali ve insan kaynaklarının yetersizliği, kurumlar arasındaki işbirliği ve koordinasyon eksikliği ve yetki karmaşası, idari ve sosyal problemler nedeniyle arzu edilen seviyede koruma ve yönetim yapılamasa da bu sözleşmelerin gerekleri yerine getirilmeye çalışılmaktadır.
Yıllardır, kamuoyunda doğa korumayla ilgili daha güçlü bir yapının oluşturulması beklenirken 1982-1991 yıllarında denenen ve doğa koruma adına çok başarısız olan bu yapıya yeniden dönülmesi ülkemiz doğasına yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır. Çünkü, doğa koruma orman alanlarının dışında göl, sazlık gibi sulak alanları, stepleri, bozkırları ve bu yaşam ortamlarında varlıklarını sürdürmeye çalışan tüm canlıları kapsamaktadır.
Doğa koruma ile ilgili uluslararası sözleşmelerin ülkemiz adına takibinden ve AB katılım sürecinde doğa koruma direktiflerinin uyumundan sorumlu bir genel müdürlüğün daire başkanlığı düzeyine düşürülerek etkisinin azaltılması ve ülkemiz doğasının korunmasını zaafa düşürecek hale getirilmesi, uluslararası platformda da ülkemizin itibar kaybetmesine, AB katılım sürecindeki görüşmelerde ülkemizin elinin zayıflamasına sebep olacaktır.
Önerimiz;
Son 30 yıldır doğa korumayla ilgilenen tüm sivil toplum kuruluşları, bilim insanları ve kamu çalışanları hemen her vesilede aşağıdaki iki beklentiyi dile getirmektedirler.
- Doğa koruma çalışmalarını kapsayan parçalı kurumsal yapı ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan kurumlar arasındaki iletişim, işbirliği ve koordinasyon eksikliği; yetki karmaşası, bürokrasi, insan ve mali kaynakların israfının önlenmesi için doğa korumanın tek ve güçlü bir kurumsal yapı altında toplanması;
Bunun sağlanabilmesi için öncelikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile halen Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Doğa Koruma Milli parklar Genel Müdürlüğünün birleştirilmesi gerekmektedir.
- Kurumsal yapıdaki dağınıklığın giderilmesini takiben mevzuatımız içerisindeki çatışma ve çakışmalarında giderildiği, uluslararası doğa koruma sözleşmeleri ve Avrupa Birliği doğa koruma direktifleri ile uyumlu günümüz ihtiyaçlarına cevap veren bir çerçeve doğa koruma yasasının çıkarılması,
Öncelikle bu iki kurum birleştirilmeli, ardından ivedilikle mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır. Zira geçmiş yıllarda yaşanan tecrübelerden, ülkemizde kurumsal yapı birleştirilmeden mevzuat düzenlenmesi yapmanın da mümkün olmadığı görülmüştür.
Her iki hususun gerçekleşmesi durumunda;
- Doğa korumadan sorumlu kuruluşlar arasındaki yetki karmaşası, çatışma ve çalışmaların tıkanmasına sebep olacak düzeye gelen gereksiz bürokrasi önlenmiş olacak, kurumlar arasındaki iletişim, işbirliği ve koordinasyon eksikliğinin giderilmesine katkı sağlanacaktır.
- Kamu adına aynı amaç için çalışan her iki kurumun insan ve mali kaynakları birleştirildiği için, emek, zaman ve iş gücü açısından tasarruf edilecek, kamu kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması mümkün olacaktır.
- Alan yönetiminde birden fazla kurum ve mevzuat tarafından yönetilme zorunluluğu ortadan kalkacağından ve koruma, kontrol ve denetimde otorite boşluğu minimum düzeye indirileceğinden daha etkin bir koruma ve yönetim sağlanacaktır.
- Korunan alanlarla etkileşim içerisinde olan yöre halkının idari çok başlılıktan dolayı kamu idareleriyle yaşanan sosyal çatışmaları giderilecek, bu duruma bağlı olarak yöre halkının kamuya karşı güven duygusunun artması sağlanacaktır.
- Doğa korumadan sorumlu güçlü bir yapının inşa edilmesi uluslararası camiada Türkiye’nin itibarını artıracaktır.
Diğer taraftan;
Söz konusu kararname kapsamında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile benzer şekilde Daire Başkanlığı düzeyine indirgenmesi öngörülen kurumlar arasında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü de yer almaktadır. Yakın zamanda kurulmuş olmalarına rağmen bu iki Genel Müdürlük Türkiye’de başka kurumlarca uzun yıllar boyunca ele alınmayan başta arazi kullanımı planlaması, arazi tahribatının önlenmesi ve dengelenmesi gibi geleceğimiz için kritik öneme sahip konularda ulusal ve uluslararası ölçekte önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Ulusal ve nehir havzaları örneğinde olduğu gibi bölgesel ölçeklerde doğal kaynakların planlanması ve yönetilmesi konusunda öncü rol oynayan ve küresel ölçekte kabul gören politikaları ülkemize kazandıran bu kilit kurumların da Daire Başkanlığı düzeyine indirgenmesinin son yıllarda edinilen önemli kazanımların kaybedilmesine neden olacağından endişe etmekteyiz.
Önerimiz doğal kaynaklarımızın ve eşsiz biyolojik çeşitliliğimizin korunabilmesi ve geliştirilmesi için yapılacak kurumsal değişikliklerin ülkemize uzun vadede çözüm oluşturacak ve küresel gelişmelere uyumlu olarak yapılmasına yönelik daha kapsamlı bir çalışma doğrultusunda yapılmasıdır. Biz aşağıda imzası bulunan Sivil Toplum Kuruluşları bu yönde yapılacak çalışmalara her türlü katkı ve desteği vermeye hazır olduğumuzu bildirmek isteriz.
Saygılarımızla, 05 Eylül 2019
Tabiat Kanunu İzleme Girişimi
E-posta: tabiatkanunu@gmail.com
Bilgi için: 0533 956 51 10 – 0533 394 47 11
Ek: Tabiat Kanunu İzleme Girişimi sivil toplum kuruluşları listesi
TABİAT KANUNU İZLEME GİRİŞİMİ
Girişime üye olan aşağıda isimleri bulunan sivil toplum kuruluşları yazıyı imzalamıştır.
- Adana Gençlik Birliği Derneği
- Akyaka Kent Konseyi
- Alakır Kardeşliği Platformu
- Aşağıçerçi Köyü Güzelleştirme Derneği
- Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği Türkiye Bölümü
- Bartın Çevre Meclisi
- Belgrad Ormanı Koruma Gönüllüleri Derneği
- Bisikletliler Derneği
- Bodrum Mavi Yol Girişimi
- Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği
- Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
- Buldan Doğal Hayatı ve Kültürünü Koruma Derneği
- Çevre Ekoloji ve Yaban Yaşamı Destekleme Derneği
- Çevre Hukuku Derneği
- Çevre ve Kültürel Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL)
- Çiğ Süt Üreticileri ve Süt ve Süt Ürünleri Tüketicileri Grubu
- Datça Çevre ve Turizm Derneği
- Demokratik Eğitimciler Sendikası
- Deveciuşağı Çevre Koruma ve Kalkınma Derneği
- Doğa Araştırmaları Derneği
- Doğa Derneği
- Doğa Koruma Merkezi
- Doğa Koruma Vakfı
- Doğaseverler Derneği
- Doğa ve Çevre Vakfı
- Doğa ve Çevre Derneği
- Doğa ve Çevre Dostu Amatör Oltacılar Derneği
- Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği
- Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi
- Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği
- Doğal Yaşam Derneği
- Doğal Yaşamı Koruma Vakfı
- Edirne Doğa Sporları Kulübü Derneği
- Ege Derneği
- Ege Orman Vakfı
- Ekolojik Denge Derneği
- Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği
- Ekolojik Üreticiler Derneği
- Ekolojik Yaşam Derneği
- Ekolojik Yaşam Girişimcileri ve Gönüllüleri Derneği (EKOLOG)
- Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
- Ergene Platformu
- Erzin Gönüllüleri Derneği
- Eskişehir Çevre Derneği
- Eurosolar Türkiye
- Fırtına Ekoloji Grubu
- Good4Trust.org
- Gökova Akyakayı Sevenler Derneği
- Greenpeace Akdeniz
- GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi
- Gürsel Tonbul Çiftlik İşletmesi
- Halk Kültür Sanat ve Eğitim Derneği
- Hatay Tabiatı Koruma Derneği
- HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu
- Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği
- Herkes için Mimarlık
- İğneada Doğal Ekosistemi Koruma Derneği (İğneada Doğa Elçileri)
- İklim Ağı
- İklim İçin Gençlik Girişimi
- İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu
- İzmir Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu
- Kadıköyü Bilim Kültür ve Sanat Dostları Derneği
- Karaburun Kent Konseyi
- Karaburun Yerel Fok Komitesi
- Karaburun Sivil İnisiyatif
- Karadeniz Doğa Koruma Federasyonu
- Karadeniz Ekolojik Kalkınma Derneği
- Karadeniz Yazarlar Birliği Derneği
- Karaot Tohum Derneği
- Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
- Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği
- Kolaylaştırıcı Dernek
- Kozak Yaylası Doğal Çevreyi Koruma Kültür ve Turizm Derneği
- KuzeyDoğa Derneği
- Küre Dağları Ekoturizm Derneği
- Küre Dağları Ekoturizm Geliştirme Kooperatifi (KEKOOP)
- Küresel Denge Derneği
- Mezopotamya Doğa Platformu
- Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
- Muğla Barosu Çevre Komisyonu
- NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği
- Naturelife Dergisi
- Nilüfer Kent Konseyi
- ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu (ODTÜ Biyogen)
- ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu
- ODTÜ Mezunları Derneği
- Osmaniye Çevre Platformu
- Proje Evi
- Rize Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
- Sarıyer Kent Konseyi Hayvan Hakları Komisyonu
- Slow Food Fikir Sahibi Damaklar Hareketi
- Slow Food Ankara Birliği
- Slowfood Türkiye Fırtına Vadisi Grubu
- Slow Food Yağmur Böreği Birliği
- Sualtı Araştırmaları Derneği
- Sürdürülebilir Kırsal ve Kentsel Kalkınma Derneği
- Tarımsal Kalkınma Derneği
- TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
- TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
- Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi Derneği
- Toprak Ana Platformu
- Tüketiciyi ve İklimi Koruma Derneği (Tüvik-Der)
- Türetim Ekonomisi Derneği
- Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu
- Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP)
- Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV)
- TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı
- Türkiye Ormancılar Derneği
- Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği
- Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD)
- Ulusal Genç Siyasetçiler Platformu
- 350 Ankara
- Validebağ Gönüllüleri Derneği
- WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
- Yağcılar ve Demircili Köyleri Çevre Derneği (YADEM)
- Yaşam Alanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği
- Yenişehir Çevre Hareketi
- Yerel Yönetimler ve Toplum Bilimleri Araştırma Geliştirme Derneği
- Yeryüzüne Özgürlük Derneği
- Yeşil Adımlar Çevre Eğitim Derneği
- Yeşil Artvin Derneği
- Yeşil Asiler
- Yeşil Düşünce Derneği
- Yeşilist
- Yuva Derneği